Cemre Okulları Logo

Mehmet Akif Ersoy'u Andık

04 Aralık 2017

Eğitimci Yazar Celal Akbaş'ı okulumuzda ağırladık. Güneşli Kampüsü'nde öğrencilerimizle bir araya gelen Akbaş, İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un hayatını ve kişiliğini anlattı.

Sözlerine "İnsan görmediği biriyle tanışabilir. İnsan görmediği biriyle ancak kitaplar vesilesiyle tanışır." şeklinde başlayan Akbaş, "Ben Mehmet Akif'le tanıştım. Hakkında yazılmış çok sayıda kitap okudum." diye konuştu.

Mehmet Akif'in hayatından bahseden Akbaş; "Kendisi çok hareketli bir çocukmuş. Bir hikaye dinlemeden asla uyumazmış. Komşuları Bahise Hanım her akşam ona hikaye anlatmak için evlerine gelirmiş. Edebiyata merakı daha çocukken belliymiş Akif'in" dedi.

Mehmet Akif'in çok büyük zorluklarla eğitim hayatına devam ettiğini belirten Akbaş; "Akif, ilk önce Mülkiye'ye yazılır. O zaman Mülkiye pahalı bir okuldur. Babası, aile yadigarı köstekli saatini satarak onu okula yazdırır. Akif'in bütün hayatı zorluklarla geçer. Babası erken vefat edince annesi ve kardeşlerinin geçimini sağlamak için bir an önce meslek edinmek zorunda kalır. Halkalı'da bulunan Baytarlık Okulu'na yazılır. Her cuma ve pazar okuldan eve, yani Halkalı'dan Fatih'e yürüyerek gider. Bütün bunlara rağmen maddiyata, paraya hayatının hiçbir döneminde önem vermez. İstiklal Marşı'nı yazdığı için ona verilmesi gereken para ödülünü kabul etmez. Oysa Akif'in o dönem sırtında paltosu bile yoktur. Hasan Basri Çantay'ın verdiği paltoyla idare etmektedir. Para ödülünü kabul etmeyince Çantay ona 'Ya Akif, sırtındaki palto bile emanet. Neden inat ediyorsun?' deyince ceketi çıkartır ve arkadaşına verir. Gururlu, onurlu, karakter sahibi bir insandır Akif" şeklinde konuştu.

Nüktedan ve hazır cevap biri olan Mehmet Akif'in sözünün ehli, dürüst, adaletli kişiliğinden de bahseden Akbaş şu şekilde konuştu: "Şimdi size anlatacağım iki olay onun sağlam şahsiyeti hakkında fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır. Akif'in çalıştığı kurumda, hiç anlaşamadığı ve sevmediği bir müdürü vardır. Bir gün müdürü görevden alınır ve görevi Akif'e teklif edilir. Akif, müdürünün alınma kararını haksız bulduğu için yerine geçmez ve yirmi yıllık memuriyet hayatını sonlandırarak istifa eder. Yine Birinci Dünya Savaşı'nda eşsiz bir olay yaşanır. Savaştığımız İtilaf Devletleri'nin sömürgesi olan bölgelerde Müslümanlar yaşamaktadır. Onların bize karşı savaşmasını engellemek ve bu halkları bilinçlendirmek için gazete ve dergi çıkarılmasına karar verilir. Akif'i Almanya'ya davet ederler. Ağırlarlar. O sırada bir arkadaşının oğlu Almanya'da tahsiline devam etmektedir. Akif, orada onunla görüşür ancak çocuğun yediği yemeği kendi öder. Valinin araya girmesine rağmen Akif, Alman Hükümeti'nin, onun misafirinin yemek masrafını karşılamasına izin vermez."

Mehmet Akif'in mütevazı kişiliğine de dikkat çeken Akbaş, sözlerini şu şekilde tamamladı; "Hamdullah Suphi İstiklal Marşımızı Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde okuduğunda alkış tufanı kopar. İlk Meclis'te Burdur Milletvekili olan Akif bunu da durdurur. Ve onun adı alkış sevmeyen şair olarak tarihe geçer."

© Cemre Okulları. Tüm hakları saklıdır.